Gene her zaman olduğu gibi Yenikapı’da ki ana şantiyeden üst üste oturarak bindiğimiz dolmuşla Kazlıçeşmeye doğru yol alıyoruz. Neyse ki Allah bereket versin bu sefer önü kapıyorum, Osman amcayla Kazlıçeşme surlarına gelince dar olan surun kapısından tek şerit halinde trafik akıyor, bunun üzerine Osman amca bu surların yıkılması gerektiğinden falan bahsediyor. Tam bir Osmanlı hayranı olduğunu bildiğim amcanın bunu söylemesi beni epey şaşırtıyor. Diyorum ki Osman amca olur mu öyle şey bu surlar Osmanlıdan kalma hiç yıktırılır mı? Hala şaşkınlığım geçmiyor ve bu minvalde birkaç soru daha soruyorum amcaya. Sonunda dayanamıyor ve işin aslını söylüyor, aslında bu surlar Osmanlıdan kalmamışta, ondan önce Bizanslılar yapmışta, onlar Avrupada bizim eserleri yıkıyormuşlar da, onun için bunlarda yıkılırsa olurmuş da gibi şeyler söyledi. Bu milleten bir çok kişinin az çok bilinç altını yansıtıyor. Zaten bu zihniyet değil mi Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin tarihi eserlerin yıkan!